Her gece yatmadan telefonum sesini kısmayı adet edindim.Sabah uyandığımda "Şakir & 5 missed calls" yazısını gördüğüm an "iyi ki kapatmışım lan sesini" diyorum kendi kendime, mutlu oluyorum.Geçen gece saat 2' ye kadar oturdum ve yattım.Sabaha karşı 4' de "Çat!" diye bir sesle uyandım.Yataktan fırladım, ışığı yaktım.Herşey normal, odadan çıktım, salona gittim.Evde kimse yok.Heralde kabus gördüm diye tekrar yataga döndüm.Işığı söndürdüğüm an odamın camına tekrar "Çat!" diye birşey vurdu.Bizim daire 3.katta, iyice tırsmaya başladım, yavaşça jaluziyi kaldırdım, dışarı baktım, heryer kapkaranlık.O esnada masamda duran telefonun ışığını gördüm. "Şakir is Calling"
- Abi kusura bakma.Seni de uyandırdım bu saatte.Ben Şakir
- İyi ki adını söyledin lan, tanıyamamıştım.
- Abi apartmanın kapısını kilitlemişler, camına taş atıyorum 10 dakikadır.Sana zahmet açar mısın?
Küfür ede ede donumla aşağıya indim.Kapıyı açtım.Şakir kol kalınlığında ve çocuk pipisi boyutundaki eflatun kravatıyla uykumu açmıştı.
- Abi sorma başıma gelenleri
- Oglum sormuyorum zaten, sen de anlatma.5 saat sonra uyanmam lazım, direkt yatıyorum ben
- Abi mesaide uyuyakalmışım, otelin müdürü de denetlemeye gelmiş.Beni resepsiyonda uyurken yakalayınca "Şakir sen eve git dinlen" dedi.Sence ne manaya geliyor bu?
- Demek seni çok seviyor Şakir, kıyamamış sana.Şimdi sen yat uyu dinlen, müdürünün sözünü dinle.
Sabah saat 8...Odamın kapısını çatırt diye açtı.
- Abi günaydın.Uyandırmadım inşallah? (bu soruyu sorduğunda ben uyuyorum)
- Ne var kardeşim?
- Abi gözüme uyku girmedi.Kesin beni işten atacaklar. "Sen git biraz dinlen" derken değişik bi tonla söyledi.
- .... (cevap vermeden kafamı yastığa gömdüm)
- Ben kahvaltıyı hazırlıyorum.Sevdiğin omleti de yapıcam.Abi uyan gözünü seveyim, işe gitmeden bana akıl ver.
- Tamam güzel kardeşim, uyanıyorum.
İsviçleri bilimadamları "bir insanın sabrı ne kadar zorlanır?" gibisinden bir deney yapacak olsa, kobay olarak ilk tercih edecekleri ben olurdum.
Kahvaltı masasına oturdum, denyonun önde gideni de olsa; Bir omlet yapıyor ki akıllara zarar.
- Oglum sen 4 sene turizm okudun, sadece omlet yapmayı mı öğrettiler?
- Abi lütfen dalga geçme, çok kötüyüm.Müdüre bir kutu tatlı alıp götüreyim diyorum.
- Tabi kardeşim.Ben işten çıkınca Güllüoğlu' ndan 2 kilo fıstıklı baklava yaptırayım.Gider elini öper, özür dileriz.
- Ben senin çıkışına geleyim, kalem pil de almam lazım zaten.Best Buy' a gidelim.Onun yanında da Panera diye bir fırın var, ordan kek falan falan alırız.
- Ekmek fırını mı bu Şakir?
- Yok abi, pastane gibi bi yer.
O gün hayatımda ilk defa akşam olmasını istemedim."Sabaha kadar çalışcaksın ama Şakir gelmeyecek" deseler, seve seve çalışırım derdim.Geldi...
Buz mavisi kot, beyaz çorap üstü siyah adidas terlik ve bel çantasıyla yine bir markaydı...
Dükkandan içeri girdi, o esnada ben gün sonu raporlarını hazırlıyorum.
- Abi selam-ı aleyküm
Denyoyu gören de köy kahvesine girmiş, okey oynayanlara selam veriyor zanneder.Cevap vermedim, hesap kitap yapmaya devam ettim.
Karşıdaki kurabiyecide çalışan koca götlü kızı gördü.
- Abi ne güzel kız mübarek.Allah sahibine bağışlasın
- Git bi nazar boncuğu tak
- Abi ben bu kızı alıp bizim köye gelin götürsem var ya...
- Senin zevkini sikeyim çocuk
- 3 gün 3 gece düğün yaparım valla.Hristiyan olduğu için babam kabul etmez ama.Evlensem, beni çok sevse; müslüman olur mu sence?
- Git sor Şakir."Benimle evlensen müslüman olur musun?" diye ama lütfen 2 dakika sus.
Dükkanı kapattıktan sonra Best Buy' a gittik.
İçeri girer girmez denk geldiği ilk elemana sorduğu soruyla tarihe geçti.
- Where can i find the pencil battery?