Monday, May 3, 2010

Vogueman' in Mapus Hayatı

Bu hikayedeki her olay gerçek olup sadece isimler değiştirilmiştir.Aslında isimler de değiştirilmedi ama harbiden gerçek olay lan.
Sene 2010, soguk bir kış günü.Emailimin dılink diye ötmesiyle irkildim.Vatandaşlık ofisi memurları "Sana bir evrak gönderdik ama mekanında bulamadığımız için evrak bize geri geldi, sana zahmet bizi bir arar mısın?" diye rica etmişler.Saat geç oldu dedim kendi kendime, fırına da kanat atmışım.Ertesi gün aradım."Buyur canım" dedim."Vogueman senin vizeyi onayladık, evrağı tekrar gönderiyoruz" dediler.O sevinçle tekelden 2 şişe Şato Biryan marka şampanya çözdüm.Balkonda patlattım.Çok sallamışım, hepsi fışkırdı.Ziyan oldu mübarek.Şampanyanın üstüne 2 posta 31 çekip uyudum.Ertesi sabah beni bir fenerbahçeli aradı (kurumun adını vermiyorum, reklam olmasın, f.b. diye başlar) "Vogueman bizim ofise bir uğrar mısın?" diye sordu."Uğramaz mıyım James' im Bond' um" dedim."Yarım saate ordayım, çayı taze demle" didim.İyi didim hacı.Kapıda karşıladı lavuk beni.Hoşgeldin dedikten sonra kelepçeyi taktı.Senin vize red oldu Vogueman dedi.Bak dedim James!!!Efendi gibi geldik. Mekanına gelen adama kelepçe takmak yakışmaz!!! Ben de emir kuluyum Vogueman, 1200 dolar + ssk + akbil' e çalışıyorum, emir büyük yerden dedi.Kanunun önünde boynum kıldan ince der gibi ama değil gibi bir bakış attım.Beni arka odaya koydular.Aynalı camdan beni izlediklerini sanki bilmiyorum.Açıp skimi salladım.Sonra kapı açıldı."Kontrol ettim tekrar ama maalesef reddedilmiş" dedi."Lan niye bana o kevaşe onaylandı dedi o zaman!!!" diye bagırdım.Tırsar gibi oldular ama tırsmamışlar.Seni mapusa götürcez dediler."Kapalının çocuguyum, Gayrettepe' de az yatmadım, beni bozmaz" dedim.Neyse eller kelepçeli gittik mapushaneye.Dalton kıyafetleri giydirip, 3 metrekarelik bir hücreye koydular beni.Işık yok, yatak yok, klima yok.Klimayı geçtim kalorifer dahi yok.6 saat falan oturdum öyle.Sonra kapıdaki küçük kapak açıldı.Meyve suyuyla ekmek verdiler.Allah razı olsun."Komiserim saat kaç?" diye sormamla birlikte çat diye kapadı kapağı götoğlanı.Boş tabağı almaya gelince "Devletin memuruna saygım sonsuz, telefon hakkımı kullanmak istiyorum" dedim."Sana telefon hakkı yok, sen federal suçlusun" dedi.Bak aslanım benim bacanak Trabzon Emniyet Müdürlüğü çaycısı dedim.Alayınızı Nevada Çölü' ne sürdürürüm dedim.O sırada kapak kapanmıştı ama duydu o ibne söylediklerimi.
Schafer 86 Parça Deluxe Yemek Takımı' nın sunduğu "Mapus Hayatı" az sonra devam edecek.
36 saat hücrede kaldım.Kapıyı açan memur "Kefaletin ödendi" dedi.Dırındıttı dın dın.
Devam edecek...

1 comment: