Friday, May 14, 2010

Olmadı Yar....

Çarşamba günlerinden nefret ederim.Semt pazarı o gün kurulurdu Sarıyer'de.Torba taşıma işine 8 yaşında başladım.Şimdi hatırlamıyorum, öğlenci miydim, sabahçı mı ama her çarşamba günü valideyle pazardaydım.İlk dönemler işe alışayım diye maydonoz, dereotu falan taşıttı.Baktı ki boyum uzuyor, kollar genişledi; Verdi elime patates torbalarını, soğanları.Sanki çok önemli bir görevimiz varmış gibi önce ananemin evinde buluşurduk.Plan yapardık."Ben önce patatesçi Akif' e uğrarım Sevil, Vogueman senle gelsin, ona ver torbaları.Sonra benim yanıma gönder, maydonozcu Arif'e.O esnada ananem diyaloğa katılır."Şakir' in geçen hafta verdiği şeftaliyi beğenmedim ben, çok yumuşaktı." Ben bu konuşmaları dinlerken kafamdan koordinatlar çizerdim.Arif' ten Şakire, Şakir' den Akif'e en kestirme nerden giderim diye.

Misyonum belliydi.Anane, teyzenin yanına yanaşır, torbaları alır, yeni güzergahıma dogru devam ederdim.Artık öyle sapıtmıştık ki arada eve aktarmalı seferler düzenliyordum.Ananemin evi merkez karargahtı.Çük kadar girişe torbaları yığar, yeni görevlere yelken açardım.O zamanlar cep telefonu falan yok tabi, pusulayla yolumu buluyorum."2:45' de güney cephesindeki Karpuzcu Kamuran' ın tezgahında olman lazım" diyerek tribe giriyordum.

Görsel hafızamı da torba taşımaya borçluyum.Her pazar dönüşü "Bu torba benim mi?, Bu soğanlar bizim mi yoksa teyzenin mi?" gibi sorulara maruz kaldım.
Yaş ilerledikçe gözüm açılmıştı."Anne Çüş! 6 kilo patates mi alınır? Senelerdir hasretiz ya şeftaliye, 3 kilo yetmez 5 kilo al" sorularıyla defansa geçtim.

Olmadı bebek olmadı..Ne dediysem kurtulamadım..Hayatımın 14 senesi torba taşıyarak geçti.."Ulan beni doğuracağına kendine hammal tutsaydın" dahi dedim.."Al bu 8 kilo soğanı, git ananenin torbalarına yardım et" dedi...

1 comment:

  1. :)) gotumude bu ise karistirarak guldum bu yaziya.guzel olmus

    ReplyDelete