Üniversite bana göre değildi.Çok çalıştım, çok didindim ama olmadı yar.Su testisine dolmadı yar.16 sene boyunca resmen para zoruyla okudum.Şişli Terakki gibi bir okuldan 9 tane zayıf notla, öğretmenlerime yalvara yalvara mezun oldum.Her Türk genci gibi ben de hemen askerliği tecil ettirdim.Sene 2004 falan, artık ya seve seve ya sike sike askere gitmek zorundayım.Yalandan torpil bulmak için bütün aile seferberlik ilan ettik.Yok Şakir' in dayısı ebesinin amındaki karakolun komutanıymış, yok Ahmet' in halası ilçe jandarma komutanıymış.En sonunda birinden cidden umutluyduk.Emekli bir albay, kanalı varmış Ankara' da, "ben hallederim Vogueman kardeşimin işini" demiş falan filan.Sıcak bir yaz günü, sevdiceğimle Büyükada Klüpteyim.Bir elimde avokadom, bir elimde şampanyam, havuza giren karı kızı rontluyorum.Peder Bey aradı.Acemi birliği Bilecik' e çıkmış.Bir heveslendim, bir sevindim ki sorma."Helal olsun lan albaya" dedim kendi kendime.Demek bu işler torpille oluyormuş.Hemen iskelede bağlı bulunan 23 metre 34 cm' lik tekneme atlayıp eve döndüm.Ertesi gün valide hanımla Eminönündeki askerlik malzemeleri satan çarşıya gittik.Sanki 18 ay boyunca don ve atlet bulamayacak gibi stok yaptık.50 don, 50 atlet, 40 çorap.Nizamiye kapısında beni arasalar; Askere el altından iç çamaşırı satacak bu ibne diye tutuklarlardı.Ben satıcı değil, giyiciyim desem de inanmazlardı.Teslim olacağım gün geldi çattı.Son yemeğimizde peder bey; Bana ve sevdiceğime kuzu tandır ısmarladı.7 senelik sevişkimizde öyle romantik bir yemek yememiştik gül kokulu yarimle.Acılı ezmeler, şakalaşmalar, ayranlar, lavaşlar havalarda uçuştu.Ağlaşa ağlaşa kapıdan içeri girdim.Hersey çok sistematik ve düzenli.Öğleden sonra 4 gibi teslim olmama rağmen, gece saat 12 gibi yatağıma ulaştım.Sabah 4' de "Kalk kalk kalk" diye bağıran sevimli bir askerin melodisiyle uyandım.Askerliğin temeli;
-4:00 Güne merhaba! Nizami adımlarla yemekhaneye keyifli bir yürüyüş
-4:30 Yemekhane kapısında buluşma.Arkadaşlarla kaynaşma.Yere kıvrılıp yaklaşık 1 saat daha uyuma.
-6:00 Açık büfe kahvaltı servisi
-7:00 Havuz kenarında sabah sporu, çeşitli aktiviteler
Hayatımın en unutulmayacak tatiliydi benim için.Haftada bir kere duş almak, aynı kamuflajı 1 ay boyunca giymek...Anlatılmaz, yaşanır.
Hemen 1. haftada kendi kafamda olan ekürim Önder' le tanıştım.Kantine gitmeye fırsatımız olmadıgı icin "sigara otlanma projeleri" üstünde yoğunlaştık.Ar-ge çalışmalarız sonucu planımız hazırdı.Önce dolu paketle gezen denyoyu tespit edip yanına yaklaşıyordum.Birader memleket nere falan diye agzından laf alıp, diğer cephedeki Önder' e bilgi veriyordum.Önder de sanki onun hemşerisi gibi yanına yaklaşıp "Vay topraam, askerlik zor be, bağla bi sigara da tüttürelim" gibisinden işe koyuluyordu.
"1 aydır aynı kıyafetle gezmemize ragmen zerre kokmuyoruz Önder' cim" lafımda ne denli yanıldığımı yemin töreninde anladım.Eş, dost yanıma yaklaşmak yerine 5 metre uzaktan sadece el salladı.
Dağıtım günü geldi çattı.Benim kendime güvenim sonsuz.Nasıl olsa torpilliyiz ya.
"Vogueman: Dağıtım yerin Muş" dedikleri an ben bayılmışım.Gözümü revirde açtım.O aradaki bir haftalık tatilde (acemi birliği zaten tatildi, doyamadım) tek tabanca bir büyük rakıyı devirip, üstüne de cila niyetine 3 efes çakan helva gibi bir asker olmuştum.Bana hesapta torpil yapan elemanın açıklaması gayet mantıklıydı."Batı çok sıkı olur diye ben istedim doğuya gitmesini". At yalanı, sikeyim inananı gibi ama değil gibisinden.
Devam edecek..Belki de etmez...
Bilecik'te askerlik yapanlar pardon tatil yapanlar doyamazlar, 11 plakasını nerde görseler başlarlar güzel güzel konuşmaya :))
ReplyDelete